19 Mayıs1919. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ Diyen bir önderle yürüyen bir halkın onur mücadelesinin başlangıç zamanıdır. Bir gemi kalkmıştır gecenin karanlığını yararak, sömürge ülkelerine ders verme zamanı başlayacaktır.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş, İttifak Devletleri yenilince Osmanlı Devleti de yenik sayılmıştı. Bırakınız Büyük Osmanlı İmparatorluğu’nu, Anadolu’nun dört bir yanı işgal devletlerinin egemenliğine terk edilmişti. Sorun bir savaşı kaybetmenin ötesinde bir kimliği kaybetme sorunu olmuştu.
Milli egemenliğin halk iradesinde olduğu, başka ülkelerin himayesine girmenin ihanet olduğu bilincini taşıyan Büyük Atatürk ve onun arkadaşları, Anadolu’ya giderek, bağımsızlık savaşına başlanmasının zamanının geldiğine inanıyordu.
Bu inançla birlikte Atatürk’ün Samsuna çıktığı gün olan 19 Mayıs 1919’da somut bir başlangıç adımı atılmış olacaktı.
Atatürk, Ulusal mücadelenin Türk milleti tarafından sahiplenileceğini her fırsatta belirtiyor ve gönülden inanıyordu. Nitekim Çağdaş bir yönetim anlayışına sahip özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti bu inancın ürünüydü. Atatürk, özgürlük ve bağımsızlığın Türk gençliği tarafından sonsuza kadar korunacağını biliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, bir ülke lideri değildir yalnızca. O bir modeldir. Doğu halklarına cesaret veren bir ışıktır. Liderliği her anlamıyla doğu halklarına örnek olmuştur. Bu gün batı ülkelerinin halklarına yeni verilen haklar Türk halkına Cumhuriyetimizin başlangıç yıllarında verilmiştir. Gençlerine ve çocuklarına bayramlar armağan eden bir büyük liderdi o. ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen gerçek bir barışseverdi.
Her 19 Mayıs tarihini bu tutkuyla anarsak bu coşkuyla kutlarsak daha anlamlı olacaktır. Atatürk, Cumhuriyetimizi koruma ve kollama görevini gençliğe bırakmıştır. Onun ilkelerine sahip çıkmak, kuru kavramlarla mümkün değildir. Milliyetçi genç, ülkesi için çağdaş ve gelişen dünyanın bilimsel, sanatsal gelişmelerini kendi halkına kazandıran genç olmalıdır.
Devrimci olan genç, yenilikçi ve diğer ülkelerden daha önce sezinleyebilmeli ve kendi halkına bu yenilikleri kazandırmalıdır.
Ülkemizi bekleyen iç ve dış tehlike odaklarına karşı her zaman uyanık olmak Türk gençliğinin görevidir. Vatanın bağımsızlığı tehlikesi söz konusu olduğunda, tıpkı kurtuluş savaşımızda olduğu gibi, her türlü farklılıklarımızı tıpkı renklerin uyumu gibi birleştirip yine tek yürek olabilmeliyiz. Yüzyıllardır ayrılmaz bir parçamız olan, Anadolu’nun her karış toprağında alın teri olan tüm yurttaşların bu bilinçte olması gerekmektedir.
Sevgili gençler, Büyük önderimiz bu günü size armağan etti. Sizeler bu emaneti en iyi şekilde koruyacaksınız. Buna hiç kimsenin kuşkusu olmayacaktır. Ancak yüreğimizde taşıdığımız Atatürk ve Bayrak sevgisini, halkımızın gelişme ve refahı konusunda çalışma yapmamız için de kullanmalısınız.
Hepinize bu büyük bayram kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder